İnsanın hayal gücü bugüne kadar birçok mitolojik figür yarattı ama belki de hiç biri bizi Ejderhalar kadar etkilemede o dönemlerde birbirinden tamamen izole ve dolayısıyla birbiriyle Henüz hiç iletişim kuramamış. Toplumlar bile birbirlerinden tamamen bağımsız olarak kimi zaman ağzından alevler saçan devasa sürüngene benzer kültürel anlatım Ejderhalar ortak kültürümüzün bu kadar vazgeçilmez. Bir parçası olmuş olabilirler mi? Gerçekten de Ateş püskürten bir bakış atalım şunun olarak ortaya koyup başlayalım.
Bir zamanlar var olduklarına dair hiçbir kanıt yok. Uçarak dünyanın her tarafına ulaşabilen böylesine devasa yaratıkların kemiklerinden Alevli ile kül ettiklerinden ve ikizlerinden Geriye hiçbir iz kalmaması imkansız sadece son 300000 yıldır var olan biz insanlarla aynı dönemde yaşayıp da hiçbir iz kalmamış olması dinozorların bazıları 150000000 yaşında ve onların yedikleri son yemeği bile keşke de biliyoruz ama az önce de bahsettiğim gibi Ejderhalar Mısır'dan Çine Japon İran Amerika'nın iliği halkından Hindistan Vietnam'a Yunanistan'a kadar neredeyse istisnasız olarak bütün kültürlerde karşımıza çıkıyorlar. Bunun gerçekliğini yönelik tartışmasız bir kanıt olduğunu düşünebilirsiniz ama işin derinlerine indiğinizde farklı kültürlerdeki ejderhaların Aslında bambaşka niteliklere sahip olduğunu
Saman içinde ejderhaya benzeyen ve benzemeyen her şeye ejderha adını taktığımız için gerçekte olandan daha Evrensel sanıldığını görüyorsunuz. Mesela Ejderhalar ilk olarak Sümerler ve babilliler gibi antik Mezopotamya kültürlerinde karşımıza çıkıyorlar. Onları kültüründe su adlı Kartal Gibi pencere aslan gibi kollara boyun ve kuyruk kafasında 2 boynuz af yılan gibi bir dil ve sürüngenlerden Aşina olduğumuz tulsu vücuda sahip bir yaratık var. Bu yaratık ejderha denince akla benzemiyor. Öyle değil mi mitolojisinde tanı mitolojisinde karşımıza çıkan bunların hiçbiri bildiğimiz türden ejderha değiller. Ama işte size daha önceden detaylarını anlattığım gibi kültürde evrimleşen bir yapı olduğu için ejderhaların insan kültüründe
Çıkışının ve çeşitlenmesinde kademeli bir evrimsel süreç olduğunu görüyoruz. Ejderha figürleri deniyor. Zaman geçtikçe bu hikayeler kültürden kültüre nesilden nesile aktarıldığı kça ejderha figürü daha tanıdığımız bir hal almaya başlıyor. 30 mitolojisindeki figür arnavutlukta karşımıza çıkan bir de çok daha Aşina olduğumuz bir figür önce matbaanın yayılması sonucu kitapların Dün her köşesine ulaşmasıyla sonrasındaysa Hollywood çağı ile birlikte zihinlerimizde yer eden ejderha figürü giderek konsolide bir hal aldı ve Avrupa'yı ejderhaların Açgözlü yıkıcı nefret dolu karakterini yansıtır. Hâle geldi. Tabii ki tarihte ortaya çıkan ejderha aynı karakterde değillerdir. Mesela Çin mi?
Keşan Ejderhalar Avrupa'daki Ejderhalar gibi kötü ve Öfkeli yaratıklar değil tam tersine acil Tanrılar veya yardımsever. Ruhlar olarak hayal ediliyorlar ama bu anlatılar birbirine karışarak sanki tüm toplumlarda tek bir ejderha algısı varmış gibi bir durum Doğdu Bu doğru değil. Peki Ejderhalar aynı karakterde ve görünümde olmaz. Neden farklı kültürlerde kabaca benzer şekillerde karşımıza çıkıyorlar dersiniz Çünkü korkularımız ortak Bizler Artık yaşadığımız şehirlerin konforunu alışmış primatları ama Dış dünyanın tehlikelerinden koruyacak bu beton Blokları mız her zaman yoktu ve Temel İçgüdü illerimizin kaynağını şehirlerden çok daha öncesine yaban hayatta yaşam zamanlara gitmemiz gerek anlaşılır hale geliyor Ejderhalar insanın tüm evrimsel korkularının bir karışımından ibaret etmez her şeyden.
Ejderha neymiş şeylerin temel aldıracağım yılanlar bunu hem Pro drakonik yaratıkların direkt olarak yılana benzer vücutlarında Gündem modern ejderha figürlerinin sürün ve görebiliyoruz. Yani bu çok mantıklı ve çok korktu. Avcılar arasında yılan büyümüş insanların bile %40 yılan korkusuna sahip Çünkü Balvin etkisi videosunu da da anlattığım gibi türlerin hayatta kalma şansını etkileyen davranışlar da genlerin film yoluyla türde kalıcı hale gelebiliyor. Dolayısıyla hayatta kalma şansını arttıran fobiler
Ejderhaların bedenin oluşturan diğer canlılar sa Emin ol onlar gibi Büyük Kedilerin pençeleri Kartallar gibi hiç yırtıcı kuşların kanatları Vatan bunların hepsinin insanlar Özellikle de yavruları için vahşi hayatta ölümcül olmaları tesadüf değil keza ejderhaların Hep Karanlık mağaralar havuzlar tepeleri okyanusların dibi ormanlar gibi yerlerde yaşadıklarının kurgulanması daha bir tesadüf değil bunlar insanların derin korkularının vücut bulduğu camlar ejderhaların dinozorlara bu kadar benzemesi de tesadüf değil ne kadar 66 milyon yıl önce yok olmuş bu dev kemiklerin dinozor dönen hayvanlara ait olduğu ilk olarak 1241 yılında resmi iyileşmiş olsun resmi kayıtlara geçen ilk bilimsel dinozor keşfi ondan 200 yıl kadar önce 1677 de Robert Plant tarafından yapıldı. Veda
O zaman Bir de bu İrem hayvanların devasa kemikleri kendine hemen mitolojide yer buldu. Çünkü pilot bulduğu bu kemiklerin dev insanlara ait olduğunu zannetti yani türümüz bulgulardan masal uydurmak konusunda halihazırda çok iyi ki bu dinozor fosilleri insan tarihinin her döneminde bulunuyordu. Mesela himalayaların eteklerindeki istiyor. Yürürken bile dinozor kemiklerine rastlayabileceğiniz fosil yatakları veya Amerika'nın düzlüklerinde bulunan devasa dinozor ayak izleri binlerce belki 10000 yıl boyunca türümüzün hayal gücünü süslemiş olmalı temizle görebildiğimiz korkunç canlılarda antik ejderha engelledim şekillendirdi. Ama ejderhaların bir özelliği var ki hayal gücümüzü adeta esir almış halde
Kürtçe video olmaları bakılırsa Bu da insanların yüzüne duydukları korkunun bir yansıması ve bunu destekleyen bir şekilde ejderhaların ateşi atmaları da sonradan zaman içinde yerleşmiş bir mitolojik İmge mesela Japon mitolojisinde karşımıza çıkan Coco isimli yaratık ejderha ama yerel İnançla uygun bir şekilde biz sazan balığının vücuduna sahipti karşımıza Mısır mitolojisinde Hristiyan mitolojisinde karşımıza çıkan İncil'de Ateş ve Duman üflediği söyleniyor giderek yaygınlaşıyor. Tabii bağımsız olarak aynı
Rojin yazan diğer coğrafyalarda var mesela Rus mitolojisinde 3 başlı ve Ateş püskürten ejderha figürü var veya Yunan mitolojisinde diyor. Ağzından Ateş püskürten Yüzbaşı sürüngen Tayfun ile savaşıyor. En azından veya başka bir yerinden Alev püskürten Hiçbir canlı yok. Yani bu insanın biri olarak Hayal gücünün ürünü ama insan sormadan edemiyor. Böyle bir şey Mümkün mü hayvan ağzından veya bir başka yerinden Alev püskürten bilir mi dersiniz ateşin fazlasıyla yıkıcı ve yayılıcı olmasından ötürü biyoloji organizmalarla bir arada bulunması çok kolaydı Ama mesela Akdeniz ormanları ile ilgili videomuzda daha önce konuştuğumuz gibi Bazı bitkiler yangınlar sayesinde yürüyorlar veya Bazı kuşlar kasten yangın çıkarıp Can havliyle Ateş
Tavşan veya böcekleri alıyorlar olarak da bilinen Ege ve Akdeniz illerimizde bol bol karşılaşmış olabileceğiniz Mall of Fire akuminata türü böcekler yangın olan çekilip yumurtalarına halen yanmakta olan odunların içine bırakmayı tercih ediyorlar. Pirofil mantarlar sporlarını orman yangınlarından hemen sonra saçıyorlar. Canlıların ateşle ilişkisi oldukça pasif ve uzaktan en yaygın de bu saydıklarımın hiçbiri ağzından Alev püskürtmek ile kıyaslanabilir şeyler değil Dolayısıyla ejderhaları istiyorsak bildiklerimizi kullanarak biyolojinin sınırlarını Zorlama mı gerekiyor? Ekim yalanmıydı. Oksijen kıvılcım ve yakıt atmosferin yüzde yirmi zaten oksijen Bunun üzerinde durmayacağım bile kıvılcım daha zor ama imkansız değil.
Genellikle Demir ve Çelik edilmesi de Ateş ve güçten dinde akla gelen ilk ilk oluyordu. Bu nedenle ejderhaların vücudunda da diğer canlılardan daha fazla demir olmasını bekleyebiliriz. İlk etapta kulağa çılgınca gelen bu varsayım Aslında oldukça ilgi gerçekten gücünü alıyor. Ejderhalar gerçek Olsaydı parçası olacakları sürüngenlerin En Yakın akrabaları olan kuşların midesinde halihazırda taşlık dediğimiz bir bölge baş Anlaşılacağı üzere kuşlar bu bölgede ufak taşlar biriktiriyorlar ve bu taşları güçlü kaslarla sıkıştırarak tohum gibi sindirilmesi zor besinleri daha kolay parçalıyorlar. Dolayısıyla ejderhalarda boğazlarındaki kaslarla hızlıca sıkıştırıldığında birbirine sürtünüp kıvılcım çıkaracak metalimsi pullara sahip olabilirler. Mesela Kuşlar zamanla yazsın.
Bu taşların yerine Ara ara yeni taşlar yatıyorlar dolayısıyla bir koşu taş yerken görürseniz şaşırmayın. Ejderhaların da benzer bir şey yapacağını düşünebiliriz. Her ejderhaları Demir veya Çelik'ten pulları varsa bu pulları Sen arada bir Birkaç tanesini taşlık bölgesinde gönderecek şekilde Utah bilirler. Anlayacağınız bu çok anormal bir davranış olmazdı. Yakıt kalıyor. Cuma gerek kalmayabilir bile Çünkü kimyasallar dediğimiz bazı moleküler zaten kendiliğinden olabiliyorlar. Mesela ejderhaların vücudunda çok fazla demir varsa ve bu Demir hidrojen sülfit ile tepkimeye girerse Demir sülfit isimli bir diğer moleküle dönüşüyor ve bu ile karıştığında aşırı patlayıcı Bir karışım oluşturuyor. Ejderhalar püskürterek üretebilirler de ceza geçtiğimiz yıllarda ve üstte bulunarak heyecan yaratan
Molekül içeren taşlardan oksijen kolaylıkla yanıyorlar ürünler üretiyor. Dolayısıyla ejderhaların şehirlerine bağışıklığı olan yılanlar gibi olmaları gerekiyor. Bu daha çok uçuk bir düşünce sayılmaz. Bir sorun birbiri ile karıştığında patlayıcı hale gelen sıvıları Aynı bedende bulundurmakta çünkü bunlar Yanlış zamanda karışır. Vücudumuzdaki yangın çıkabilir ve ölebilirsiniz ama doğada bu tür bir şey halihazırda yapabilen bir ejderhanın püskürttüğü ateşe en çok yaklaştığını bildiğimiz bir an var. O bir kuş veya sürüngen değil bir böcek meşhur bombardıman böceği Kara üyesi olan 500 kadar böcek türü kötülükleri zaman sıra dışı bir şey yapabiliyorlar. Popolarından Kaynar sıcaklıkta 10 atıyorlar.
Bombardıman böcekleri yapabilmek için iki ayrı kimyasal kullanıyorlar. Beyaz fotoğrafları tabetmek de kullanılan hidrokon ve sterilizasyon veya beyazlatıcı hidrojen peroksit bu kimyasallar böceğin karnında iki ayrı hazneli depolanıyor lar Aslında bu ikisini bir araya koyarsanız aşırı yavaş ve sıkıcı bir tepkime yaşam ama ortamda peroksidaz ve katalaz gibi duruyor. Dinler varsa bu kimyasallar bir araya geldiklerinde fazlasıyla ekzotermik yani etrafa ısı saçan bir tepkime başlıyor. Karışımın Beşte biri kadar anında buharlaşıyor karışımın sıcaklığı 100 Derece civarına çıkıyor. Ne buharlaşan gazın etkisiyle böceğin vestibül denen ciddi bir basınç birikimi oluyor bu noktada böcek poposuna hedefine çevirip serbest bıraktığı anda gazın basıncıyla sıvılar kızla fırlıyor ve tehlikeli üzerine
Son derece berbat kokan bir karışım püskürtüyor. Üstelik bunu tek seferde üst üste 20 30 kez yapabilecek kadar bol miktarda sıvı da üretebiliyor. Anlayacağınız Ejder sandığınız kadar imkansız olmayabilir. Maalesef ejderhaların gerçek olmasını imkansız kılan şey ateşlerinin imkansızlığı değil vücutlarından imkansızlığı her şeyden önce mitolojik anlatıların bir kısmında bazı temel biyolojik gerçeklerini gözden kaçırıldığını görüyoruz. Mesela Kanadı var. Altı uzun mu var harici Dünya üzerinde evrimleşen omurgalı hayvanların hepsinin Dolayısıyla Kuşlar ve Yarasalar gibi uçabilen omurgalıların tamamının ortak atası balıklar karasal omurgalılarda ataları olan balıklar da olduğu gibi 4 uzun var. 2 kol 2 bacak Kanatlı hayvanlarda her zaman önkollar veyaParmaklar uzayarak Kanada evrimleşiyor. Hiçbir zaman geri huzurlar ortaya çıkmıyor mesela kartalların kanatları aslında Onlara kolları yarasalarda ise Kanatlar El parmaklarının uzamasıyla oluşuyor. Dolayısıyla altı uzunluğu ejderhanın ya dünyadaki Hiçbir türlü akraba olmaması veya tamamen uydurma olması gerek İkincisi çok daha olası ve komik bir şekilde mitoloji görselleştirme Nerde bu hatayı sonradan fark etmiş olacaklar ki daha modern ejderha gösterimlerinde ön bacaklar. Silindi ve iki kanatlı 2 arka bacaklı Ejder geçiş yapıldı. Hayvanın kanatlarını çırparak kendine havalandırma bilmesi için o kanat kaslarının bağlanarak güç olacak sağlam bir kemiğin evrimleşmesi gerekiyor işte kurslarda kayıt kemiği
Görevi görüyor. Yılan gibi bir gövdenin üzerine göstermelik bir şekilde oturtulmuş. Kanatlar gerçekçi biyolojiyi yansıtmıyor mesela. Game of Thrones a gösterilen bırakın üstüne bakın sıkıntısını göreceksiniz. Ejderhalardan çok daha büyük olan 130 metrelik kanat açıklığı yüzüne çıkarabilmek için uçakların nasıl oluştuğunu kimse bilmiyor. Videosunda da anlattığım gibi belli bir taşıma kuvveti gerekiyor ve Kütle ne kadar kanatlarında o kadar büyük olması gerekiyor ya da cismin o kadar hızlı uçması veya kanat çıkması gerekiyor. Eğer Kanatlar koyarsanız hayvanın uçabilmesi için önce abdest hızlara çıkması gerekiyor.
900 kilometrenin üzerinde bir kıza çıkmaları gerekiyor ki. Bu imkansız de yani arı kuşunun düşünün. Evet arı kuşunun kendisi yazıyor ama kanatları O hafif bedene göre bile çok küçük Bu neden kuşları kanatlarını çırpıyor lar ve bunun için muazzam bir enerji harcıyorlar ama daha 7 kanatlarla ilgili bir başka sorun da şu daha ağır bir hayvana taşımak için daha büyük Kanatlar gerekiyor oluyor. Kendi ağırlığını taşıması için de daha da büyük Kanatlar gerekiyor ki bu sorunu Uçaklarda da Dolayısıyla dünyanın Yerçekimi atmosferik sürtünmesi çerçevesinde ulaşılabilecek optimal bir limit var. Bugüne kadar gördüğümüz en büyük uçan hayvan 250 kiloya kütlesi ile zor yani Uçan sürüngen bu hayvanın kanat açıklığı 12 metreyi buluyordu. Ama işte tolkien'in bir pitere zor.
Onlarca kat büyük olan Smaug'un kanat açıklığı 100 küsur metre olması gerektiği Ama bu kanat açıklığında bile small gibi bir canavarın havaalana bilmesi için saatte 2 küsür kilometre hızla çıkması gerekirdi. Dolayı süzüle bilirlerdi. Ama yerden uçak havaalanı namazlarda Ayrıca çekimi nedeniyle be fazlasıyla hantal ve yavaş olurlardı. Anlayacağınız ejderha öldüren şey demirden pulları ve ateş saçan ağızları değil basitçe kiloları işte böyle görebileceğiniz gibi ejderhaların var olması tamamen imkansız sayılmaz. Sadece mitolojide olduklarından çok daha küçük ve çok daha az etkileyici olurlardı. Ne yazık ki gerçek değiller. Belki bir gün genetik bilimine getirince hükmederse onlara Hayvanların Belki bir armadillo Kemerli kertenkelesi olarak sahip olduğumuz Kolektif korkuların fantastik ve mitolojik bir tezahürü nden öteye geçen yiyecekler.
