İpucu 440 Hz ve Bilinçaltı Manipülasyonu

LostFearLess

Administrator
Yönetici
piyon
Blogger
YardımSever
Yama çevirmeni
Yayıncı
Credits
180,148
Renkli Kullanıcı Adı
440 Hrz.jpg

Eğer evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız, enerji, frekans ve titreşim konuları üzerine düşünmelisiniz. Madde dediğimiz şey aslında titreşime duyularımızın algılayabileceği kadar düşük olan enerjidir. Madde diye bir şey yoktur. Müzik ruhun gıdasıdır diyerek bize zehirlediklerinin farkında mısınız?

Bazen bir müzik dinlediğimizde öfkelenir, bazen duygulanır, bazen de mutlu oluruz. Peki. Duygularımızı ve davranışlarımızı değiştirebilen böylesine bir güç sizce başı boş bırakılmış olabilir mi?

Yediğimiz gıdalar, izlediğimiz filmler ve diziler aşılarımız hepsi kontrol altında. Ve birileri nasıl istiyorsa öyle oluyor. Peki ya duyduklarımız bugün sizlere dinlediğimiz müziklerin nasıl manipüle edildiğini ve aslında doğamıza hiç de uygun olmayan ve insanları kontrol altında tutmak ve diledikleri şekilde davranmamızı sağlamak için dayatılan bir uygulamadan bahsedeceğim.

Evrendeki canlı ve cansız her şeyi titreşır. Yani kendine özel bir frekansa sahiptir. Bu nedenle evrendeki her nesne birbiriyle iletişim halindedir. Buna ses dalgaları ve koku molekülleri de dahil. Güzel bir ses duyduğumuzda daha fazla dinlemek, güzel bir koku aldığımızda ise onu daha fazla koklamak isteriz. Çünkü frekansımızla uyum sağlamış ve pozitif enerji almışızdır.

Örneğin en güçlü titreşim yayan gül bitkisi, 320 mega hrz titreşim yayar, sevgiyi ve saflığı simgeler. Sevgi ise en güçlü duygudur. Bu nedenle insanlar en sevdiklerine gül alırlar. Hormonlarımız dış seslerden etkilenirler. Eğer olumsuz ve rahatsız edici bir ses duyarsak, kalp atış hızımız nefes alıp verişimiz ve beynimiz bu durumdan hemen etkilenir. Örneğin korku filmlerindeki tüm gerilimin kaynağı arkada çalan müzik sesindedir. Frekansların fiziksel dünya üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Hatta konuyla alakalı saymetik sesimle bir bilim dağı dahi mevcuttur.

Bu bilim dalı sesin, su, hava ve kum gibi çeşitli ortamlarda yayılırken, maddenin frekansını ne şekilde değiştirdiğini incelemektedir. Hrz frekans sıklık birimidir ve ismini alman fizikçi Henry rodle fers'ten alır. Hrz, sahneye başına düşen devir sayısını ifade eder. Diğer bir ifadeyle sesin saniyedeki titreşim sayısına frekans denir ve birim olarak hertz kullanılır.

Çevremizde duyduğumuz müziklerin ise neredeyse tamamı 440 Hz olarak titreşir. Bu ise 1.939 yılında ingiliz standartları enstitüsü tarafından alınmış bir karar. Birçok kaynağı ve komple teorisyenlerine göre bu karar rockefeller grubu tarafından alınmış bir karardır hatta.

Hatta birinci, ikinci Dünya Savaşı yıllarında rockefeller tarafından radyoların tekelleşmesi ve bu yayınlar sayesinde kitlelere istedikleri frekans aralarını dinleterek kontrol altına alma gibi uçuk derece.

440 Hertz standartı, Naziler tarafından kitlelere korku ve saldırganlık duygularını tetiklemesi ve açığa çıkarmasını hedefleyen bir dizi bilimsel çalışmalardan sonra standart haline gelmiş. Bu iddialar gerçek mi değil mi bilemiyoruz. Ancak yapılan bazı araştırmalar bu standartın 432 hrz olarak değiştirilmesinin ciddi anlamda faydaları olduğunu gösteriyor.

Vücutlarımız da tıpkı gezegenler ve yıldızlarda olduğu gibi kendi müzikal imzasına sahiptir. Evrendeki her bir zerrenin kendine has bir frekans aralığı vardır. Örneğin bir cam bardağa doğru frekans verildiğinde cam bardak kırılır. Tıpkı bunda olduğu gibi.


Tehlikeli ve kötü niyetli frekanslar ile dikte edilen narin bedenlerimiz de olumsuz bir şekilde etkilenir. Etrafımızda titreşen birçok müzik 440 frekansına sabitlenmiştir. Bu titreşim kaos, kavga ve huzursuzluk titreşimi dir. Fakat dünyanın titreşimsel doğasına bakıldığında bu frekansın doğal rezonansa uyum göstermediği görülmektedir. Bu sebeple standart haline gelmiş bu frekansın insan bilinci ve davranışı üzerinde negatif etkiler yaratabileceği düşünülmektedir.

Bilinçaltı ise bilincin her dediğini yapar. Çocuk gibidir, Muhteşem bir kapasitesi vardır ama saftır. Bilincin her söylediğine inanır. Mesela bir insan sarımsağın midesini bulandırıyor, ona inanmış olsun. Bilinçaltı ona her yerde sarımsağı bulacaktır. İçinde sarımsak olduğunu kimsenin anlamadığı yemeklerde bile o sarımsağı hemen fark edecektir. Hatta kokusunu bile alacak ve bilince haber verecektir. Yani bilinç neye inanırsa bilinçaltı ona odaklanır. Bu nedenle televizyonlarda, billboardlarda görsel olarak işlenen mesajlar işitsel olarak da işleniyor. Bu sayede diledikleri mesaj dayatma yöntemiyle bilinçaltımıza frekanslar yoluyla yerleştiriliyor. Bu mesajlarla kitleleri yönlendirmek ve kontrol etmek kolaylaşıyor.

Bu titreşimler beyne özgü duygusal ve sezgisel zihni baskılayarak yaratıcılığı köreltiyor. Yapılan tüm araştırmalar 440 hrz insanların kalp ve kuyruk sokumu arasındaki enerji merkezleriyle uyumsuz olduğunu gösteriyor. Teorik olarak titreşimler egoları ve sol beyni tetikliyor. Ancak sağ beyine özgü duygusal ve sezgisel zihni baskılıyor ve yaratıcılığı köreltiyor.

Üçüncü göz denen çakranın kapanmasıyla da insan olduğu farkındalığını hiçbir alanda kullanamaz hale geliyor. Böylece iç ve dış etkenler zaman içerisinde frekans ayarlarımızı bozarak hücresel yıkıma sebep oluyor.

Oysa uygun koşullarda, uygun frekans aralığında dinlenen müzik sonucunda hastalıklar bile tedavi edilebiliyor. Hatta her organ için farklı bir frekans aralığı ile iyileşme sağlanabiliyor.

Örneğin doktor belli frekansları kullanarak virüs ve bakterilerin yok edilebildiğini keşfetti. Yani yeryüzünde tüm hastalıkların uygun frekanslarda yok edilebileceğini bulmuştu. Bu konuda yapmış olduğum çalışmayı sağ üstteki kartlardan izleyebilirsiniz.

Ayrıca biyo fizikçi Alman doktor Fritz Albert, bütün canlı hücrelerin ışık saçtığı ve ışığın kaynağının da DNA olduğuna dair bir makale yayınlamıştı. Makaleye göre DNA birden çok frekans yayınlıyordu.

Nikola Tesla ise insan vücudunun yaydığı frekansları dış frekanslarda yaratabildiği, bizde hastalıklara karşı büyük bir direnç geliştireceğini savunuyordu.

İsveçli radyolog ise bir tümörün içine bir elektrot yerleştirip doğru akım verildiğinde tümörün eridiğini tespit etmişti.


Doktor Robert W. Elektrik adlı kitabında insan vücudunun elektriksel frekanslarını ortaya koydu. Araştırmalar her canlının bir frekansa sahip olduğunu ve dahası hepimizin çevremizdeki kaslardan etkilendiğini gösteriyor.

Amerikalı doktor ise insanların ve gıdaların biyo frekanslarını tutmuştu. Buna göre sağlıklı bir insan vücudunun 62 ila 68 megavatlık bir frekans aralığı var. Hastalık ve rahatsızlıklar 58 mega herkeste baş gösteriyor. Görünen o ki, frekansların gücünü bilim dünyası çoktan keşfetmişti. Peki neden yararlı olan frekanslar yerine tam aksine zararlı olan frekanslar kullanılıyor? Yorumu sizlere bırakıyorum. Bir başka çalışmada görüşmek üzere, hoşçakalın.
 
Son düzenleme:
Bilgisayarınızdaki ve cep telefonunuzdaki üreticiler tarafından sabit ayarlanan frekans değeri 444 Hz. ile 440 hz. arası değişiyor.
44100Hz frekansı zararları.png

Metafiziksel olarak, A=440 Hz ile A=444 Hz arasındaki frekanslar interval, müzik âleminde “Şeytanın İntervali” olarak kabul edildi. Bunun nedeni ise ahenkten uzak, iğrenç denilebilecek bir tınının bu iki notanın aynı anda çalınması ile ortaya çıkması idi.
1703355390304.png
YouTube videolarında kullanılan ses özellikle stereo ses sistemine dayanır. Genellikle 2 kanallı stereo ses kullanılır, bu da sol ve sağ hoparlörlerden gelen sesleri içerir. Ancak, bazı videolarda tek kanallı (mono) ses veya çok kanallı ses sistemleri de kullanılabilir. Ses frekansı genellikle 44.1 kHz veya 40 kHz olarak ayarlanır.
 
Son düzenleme:

Takip et, abone ol

Son mesajlar

Geri
Üst